Şüphesiz ki, yaşam alanlarımızda en rahat kıyafetlerimizle, en rahat koltuklarda, en havadar ortamlarda, en gürültüsüz dinlenme alanlarında olmak isteriz. İç mekanlarda konforu genel anlamda üç ana başlıkta inceleyebiliriz: işitsel, görsel ve termal konfor.
İşitsel konfor konusu ele alındığında, kişilerin yaşam alanlarında müzik dinlemek, radyo veya televizyondan haber dinlemek, bir pod-cast yayınını takip etmek, camları açarak ortamı havalandırırken rüzgar sesini ve şehirdeki yaşam seslerini dinlemekten bahsedebiliriz. Tamamen kişiye özgü olan bu işitsel tercihler kişilerin ruh haline ve anlık isteklerine göre değişir. Dolayısıyla ses açısından iyi izole edilmiş bir yaşam alanı, kişiye kendi talepleri doğrultusunda bir işitsel ortam kurabilme olanağını verecektir. Aksi bir durumda istenmeyen dış seslerin yaşam alanlarını işgal etmesi kaçınılmaz olacaktır. Burada en önemli nokta, kişinin istediği anda, istediği işitsel seçeneği yaşam alanında sağlayabiliyor olmasıdır. Örneğin, dış sesten rahatsız olduğunda ve camlarını kapattığında, kişi sessiz bir ortam elde edebiliyor olmalıdır. Müzik eşliğinde dinlenmek istediğinde, sessiz ortamını dilediği bir müzik ile renklendirebiliyor olmalıdır. Bunun yanı sıra, sessiz bir ortamda uyuması gereken bir aile ferdi mevcut ise onun ihtiyaçlarına göre de bir ortam hazırlanabiliyor olması gerekmektedir.
Bir diğer konu da görsel konfordur. Birçok araştırmaya konu olan görsel konfor konusunda mimarlar, dekorasyon profesyonelleri, mühendisler, aydınlatma sistemi uzmanları, ressamlar, renk uzmanları ve daha birçok profesyonel çalışmaktadır. Bir süpermarkette hızlıca ihtiyaçlarınızı satın alıp çıkmak isterken, başka bir süpermarkette uzun vakit geçirmek istemenizdeki ana unsur görsel konfordur. Çok aydınlık olan, açık renkler ile dekore edilmiş ve genel olarak bakıldığında dağınıklık hissi veren ortamlarda uzun süre vakit geçirmek istemeyiz; bu tip ortamlarda ihtiyaçlarımız karşılandıktan sonra ilk fırsatta ortamı terk etme eğiliminde oluruz. Bunun yanında, pastel ve koyu renklerden oluşan, daha sıcak renkler ile aydınlatılmış, derli toplu olan ortamlarda daha uzun süre bulunma eğiliminde oluruz. Bu davranışsal eğilimler mimarlar ve pazarlama uzmanları tarafından süpermarket, mağaza, alışveriş merkezleri, restoran gibi alanlarda işletmelerin ihtiyaçlarına göre büyük bir hassasiyetle uygulanmaktadır.